5 Nisan 2011 Salı

Giden hepp sen olldun!!



Giden hep sen oldun,Ben kaldım..! Yinede giden sensin Ve ben,Yıkılan sensizlik duvarları altında, Ayakta durmağı sayıklayann! Giden sen oldun !! Peşimde düşen anılar.. Ve çözemez oldum senden kalan yolları! Bir ben kaldım, Bir sen adlı ihanet... Giden hepp sen olldun!! Ve Seni sensiz yaşamak ne zormuş meğer!! Kalan ben olduğum için!!!!!



04.04.2011


Yalnızlık ötesiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii






Basit midir ..


Hiç sanmam... Olur mu be canımm?! Basit midir sandın bu ateşi söndürmek, Özlem olmadan sevmeği alvelendirmek!! Tıpkı Denizin dalgalanığı, Suyun aktığı, Rüzgarın kanatlandığı, Yağmurla susamış Toprağın serhoşluğu ve Yakamozlarda Ay tanrıçasının Denizle sevişdiği gibidir gözlerinde yaşadıklarım!! Basit midir sandın..? Boğarak hıçkırıklarımızı göğsümüzde, Dilimiz varmadan biriktirdiğimiz göz yaşlarımız vedalaşsa bile.. Hiiiç sanmammmm... Uzaklarda olsam bilee..!! Kolay mı sandın unutmakkk!!

Oslo
04.2011

3 Nisan 2011 Pazar

Yeni tasarımlar zamanııı...



Ben Kadınım” kitabını okuduğum andan itibaren ben de kendi kendime “ben kimim”diye sordum hep.Tanrı yaratmışsa eğer beni, ne amaçla yaratmış peki?Galiba hergün yeni tasarım ve portreler BEN’den ortaya çıkıyor!Gerçekten ben kimim?Bazen kutsal olarak bazen de şeytan portresinde yer aldım!Ben kimim???Ne zaman kadın olmaya başladım? Acaba erkekler istedikleri günden mi?Sizce kendi adımıza yeni anlam ve tasarımlar verme zamanı gelmemiş mi??





8 Mart Ve Turk Toplumuna Kısa bir bakış...




60 cı yılların sonlarından beri kadınların özgürlük mücadelesi genişlenmeye doğru hayatını başlarken toplumlarda olan Ataerkil düşünceleri karşısında, evleri dışında çalışmalara gayret gösteren kadınlar ekonomi olarak bağımsızlıklarını elde etmiş ve bu bağımsızlık sonucunda sosyal hayatlarına da çeki düzen vermeyei başarmişilar!



Aslinda kadınlar eski taboları kırmakla çağin en büyük Devrimine imza attilar demektir..



Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı 8 Mart 1840 yılında Amerika’nın Senka Falez Kentinde (New York) kadın ve erkek eğtim eşitliği başlığıile başladı. Bu mücadelenin en uç noktası 1920 yılında oy verme hakkını kazanmak ve daha iyi çalışma koşulları, emeklerinin karşılığında hak ettikleri ücret ve daha da iyi yaşamak elde etmek oldu.1966 yılında birinci kadınlar hakkını savunma milli örgütü Beni Feridan adlı Amerikalı yazar önderliğile New York’ta kuruldu.

Günümüz çağımız da kadınların devrimi en önemli ve büyük devrimlerden biri sayilir, çünkü toplumların köklü inanclarının derinliğine nüfus eden bu devrim giderek te gelişmektedir!! Ama bu, dünyanın dört göşesinde kadınlara karşi zülüm ve berabersizliğin kalkmasi anlamina gelmiyor..Halada doğuda olan bir çok ülkede kadına karşı şiddet, haksizlik, taciz ve berabersizlik yasalar çerçivesinde hayatını devam etmektedir!!




Halada yasalar erkekler düşünceleri esasında yazilirken Ataerkil mahkemeler le sik sik karşilaşmak mümkün..o yüzden bu hareket tam anlamında sonucuna varmamiş demektir !! Tabii ki coğrafya ve hayat şartlarından asılı olarak her bölgenin bu sorunu çözme metoduda koşullarından asılıdır!! Ama bunlara rağmen dünya kadınlarının Irk, Din ve Dillerinden asılı olmayarak ortak ve anlaştıkları bir düşünce noktalari vardir, oda zülüm, haksizlik ve berabersizliğe karşi mücadele vermek ve uğruna bedeller ödemektir!!



1975 yılında dünya kadınlar yılını ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü 8 Mart gününe Kadın Günü damgasını vurdu!



Doğa ve yaratilişin başlangıcını Tanrı kadına hediye ettiği için körpe coçuklar bile dil açarken ana kelimesiile dil açiyorlar ve Ana dil, Ana vatan, Ana Toprak, Ana yurdu ve …her millete bir tanım ve kutsal varlık sayılır, özellikle Türk milleti gibi böyle maneviyata deyer veren milletler ananin ne önem taşıdığını toplumda çok iyi farkindalardi.. Daha doğrusu doğa kadınların ince amada derin ruhlarına bağlı olarak ön görüşlülük ve bir okadarda cesaret ve müdürlük zerafetini onlara bağişlamiştir!!!



Biz Türklerin bazı destanlarında soyumuzun Asena kurdundan geldiğine işaret ler olunmuş ve bu nedenle Ana ile bağlı olan her hangi şeyin önemini tarihte de vurgulamişlardir!



Türklerin kadınlara sayğısı defalarca tarihte de geçmiş ve isbat olunmuş bir gerçektir! Tümrüs Ana gibi gayretli bir hatun ulus başcisi olmuş ve tüm diğer başbuğlar gibi iftiharlı tarih yaratmiştir..



Kör oğlunun nigarı, Cengiz hanın hatunu, Keremin aslısı, Banu natanlar ve Zeynep paşalar gibi kahraman kadınlarımızın izi tarihin süsü, bezeği olmuş.. Ama ne yazık ki Türk Milleti Din değişimine uğradığı andan itibaren bu Milli maneviyatı kayıp etmeye başlamış!..



O günden bu güne, bu günden yarına yıllar geçmiş ve geçmekte, biz neredeyiz dünya nerede!Şöyle bir tur attık azda olsa tarihe, ülkelere ve var olan durumu açıkladık. Peki, ne geldi başımıza? Ne geldi kadınlığımıza?



Neredeyiz biz? NEREDEYİZ BİZ TÜRK KADINLARRRI?




MAHNI ZENGANLI


Oslo0


7.03.20011