16 Şubat 2009 Pazartesi

...oxunmur birlik negmesiii

Zalimin oxunun uvultusundan,

Diksinir obamda elimin konlu.

Ginede ol cilgin al yureklere,

Semirsiz bagirir cirpinti sesi.

Nedendir koklenmir asilan sazlar,

Ne olup oxunmur birlik negmesi!?

Gine doymeliyik haq qapisini,

Gine demeliyik zalim zamana!

Boyle boyuk elin, boyle obanin,

Ocalan mahnisi,

Dusunceleri,

Sigmaz tekce bir soy canaginda,

Sigmayacagdir..

Erdebil

2001

Axtarir seni bu siltaq...

axtarir seni bu siltag baxis,

sevimli caglara telesir yurek.

Cirpinir gozlerim,

Doyunur yuxum,

Qus cirpan gibi ozun...

Tumurcuqlar sotul,

Beslenir,

Ye,

Ti,

Se—

Yetise!

Har ...

Ufuqlara...!

Gileylik yere,

Sevimli caglara telesir yurek.

Axtarir,

Axtarir,

Axtarir—

Seniii!?...

Tebriz

1999

Gidiyorum!!!



Beni af f et,
Seninle vedalaşmadan,
Gözlerine bakmadan
Bir daha ellerini sıkmadan
Gidiyorum.
Beni af f et,
Nolur.
Kayıp ettiğim cesareti toplamaya,
Bunca alışkanlıktan sıyrılmaya,
Hayat dengesini bulmaya gidiyorum.
Beni
Bilmeden yalan söylediğime,
Yemin edip de tutamadığıma,
Farkında olmadan sevmediğime,
Ve hiç de âşık olmadığıma
…Af f et
Beni aff et
Bir daha dönmemek üzere
Gidiyorum.
Beni aff et
Nolur.


İstanbul
28.12.2008


edebiyyat!!



1. O tayda son iller edebiyyat sahesinde bir canlanma his olunur, ana dilinde yazan genc qelemlerin sayı artıb. Bunu neyle izah etmek olar?

Ben şer konusunda dar ve kalıplar içinde düşünenlerden deyilim.
Şeir bence her yerde var olan bir gerçektir, bizle yaşanır, bizle ölür ve tekrar bizle başka bir kalıp’la canlanır, sadece onu his edip görmek gerekir.
Geçmişe göre insan yaşamının kalıplardan çıkması ve yeni
Şartlardan asılı değişilmeye başlamasından beri hayatımızda’kı her şeyin anlamı’ da değişilmeye başlamıştır. Ve tabii ki bu süreç içinde şeir ve edebiyat’ da yer almıştır.
Söylediğim gibi şartlardan dolayı şeirlerimizde kalıplardan çıkmayı başarmıştır
Dasha’da doğrusu geçmişin tam tersine şeirin dilini yaradan ve onu yönlendiren kalıplar değil, belki bu günkü şeirin musiki ve kalıbını yaradan ve yönlendiren dildir. Ne kadar dilin üzerinde çalışıp kelime hazinemiz genişlerse o kadar yaratıcı ola biliriz şeir dünyasında.
Bakın, bu gün Türk iyede’ ki edebiyat bunun göstergesidir dil o kadar gelişmiş ki ORHAN PAMUK, YAŞAR KEMAL gibi yazarlar ve NAZİM HİKMET, NİHAL ATSIZ, ATİLLA İLHAN, SEZEN KASU… Gibi şairler yaratıcı eserlerini dünya çapında seslendirmeği başarmışlar.
Azerbaycan’ın güneyindeki edebiyat özellikle şeir, ordakı yaşayan insanlar gibi özgürlüye susadığı için çok hızlı şekilde kalıplardan çıkmış ve bir uçuştadır bence.
Bildiğiniz gibi güneyin (İRAN) şartlarından asılı olarak bir özgürlük mücadelesi
Dil, Irk, Kültür, Kimlik… Sahasında gitmektedir Ve tarih boyu bu bölgede (Güney) ana dilinde eğitim olmadığı için ana diline yönelik aşırı merak görünür.
Bu sebepten dolayı orda yaşayan Türkler ana dilini öğrenmek için özlerinde olmayan, Azerbaycan’ın kuzeyi ve kardeş Türkiye de var olan materyal ardan
Faydalanarak unutulmaya doğru giden dilini öğrenmeye çabalamışlar.
Bu yüzden iki kardeş ülkenin geçmişteki tecrübelerinden yararlanarak Kuzeyden
Dahada erken dar ve eski kalıplardan çıkıp ve özüne bir özel çizgi çizmeği başarmıştır.
Uzun sözün kısası bu ki Azerbaycan edebiyatını, bence bu güne kadar getiren kuzeydeki yazar ve şairler olmuştur ama edebiyatımızda yenilik yaradan ve yeni edebiyat dünyasına adım atanlarda Güneyli genç şair ve yazarlar olacaklar.
Güneyde yaranıp ortaya çıkan çok açık, çıplak ve kalıplardan azad olan şeirler bunun göstergesidirler ve eminim ki çok yakın bir gelecekte bu bölgeden dahada yeni ve şaşırtıcı eserler ve düşünceler doğacaktır.


2. Edebiyyat ne üçün lazımdır?

Benim hayat felsefemde yüzde yüz bir şeyin olup olmaması söz konusu olamaz.
Bana göre gereken şeyin size göre gerekmeye bilir ve ya tersine! Ama bir şair için şer gereken şeylerden sayılır.
Hatırlarsanız eyerse ilk bölümde şerin her yerde olmasına işaret etmiştim, bence tanrı ve doğa bütün insanları şair yaratmış, ama tabii ki farkında olanlara dahada özellikler vermiştir.
şeiri görüp his etmek isteyenler, bir kadının mutfağında ki sıraya düzülmüş eşyalarında, onun seçmiş renklerinde ve ya bir annenin çocuklarını koklayıp okşamasında da göre bilirler.
Benim felsefemde şeir her yerde var olan varlıktır ama yeter ki onu his edip doğmasına yardım eden birileri olsun. Birileri şair olduğunun farkında olur birilerde olmadan yaşayıp gider. Ama bu arada önemli ve dikkatli olması gereken bir şey vardır ve oda bu ki, şair olduğunun farkında olanların omuzlarında ki yük ağır ve onlara düşen pay dahada büyüktür, çünkü başkaları farkında olmadığı bir gerçeğin farkındalar ve bu büyük sorumluluk demektir.


3. Milli edebiyyatımızın ge
leceyini nece görürsünüz?

Bence eyerse kuzeydeki şairlerimiz eski düşünce ve kalıplardan çıkmağı başarıp ve güneydeki genç şairlerimiz de oranın şartlarından asılı olan hamasi şirden ve düşünceden çıka bilirlerse ben Azerbaycan edebiyatının geleceğini parlak görürüm diye bilirim. Ama dediğim gibi bu parlaklık ve uçuş Azerbaycan’ın güneyinde dahada çok göze çarpıyor.
Bir cümlede Azerbaycan edebiyatı güneyde canlanmaya başlamış ve yeni nailiyetlere adım atmaktadır.

4. Bir yazıçı kimi qarşınızda hansı çetinlikleri görürsünüz?

Öncede söylediğim gibi siz bir şair olarak başkaları farkında olmayan şeylerin farkındasınız ve bu sizi zaman zaman toplumunuzdan dışlaya bilir. Siz yenilikler ve her kes göre bilmediği geleceğin sözcüsü olduğunuz için sıradan olanlara sizi anlamak çok zor ve hep siz anlamak zorundasınız çünkü sizin yükünüz dediğim gibi dahada ağırdır. Sizin sıradan olan hayata uyum saklamanızda zor.
Bazen dışlanıp yapa yalnız hayatı sürdürmek zorunda kalıyorsunuz ve bu işin en kötü yönü beklide en iyi yönü diye biliriz çünkü bu sizin kişiliğinizin olgunlaşmasında büyük fokturlar dan biri sayılır.


5. Yazıçı dostlarınıza qısa mesajınız ne ola biler?

Hala kendimi olğun şairler sırasında bilmediğim için dostlarıma sözüm olamaz.



İstanbul
30.10.2008